Gülümseyen Çocuklar için Gülümseyen Aileler

Geçtiğimiz pazar gününün tamamını sitemizin havuzunda geçirdik. Uzun süredir tüm günü dinlenerek geçirmemenin de verdiği özlemle müzik dinledim, kitap okudum, yüzdüm ve tabii ki gözlemledim. Bu yazının konusu da gözlemimin merkezinde yer alan 1.5 yaşındaki bir çocuk.

Her ne kadar bir pazar gününün öğle saatleri olsa da havuzdaki yerini ilk alan biz olmuştuk. Bir süre sonra sadece kendisinin konuştuğu bir yabancı dilde bir şeyler söyleyen çok tatlı bir çocuk ve babası da havuza geldi. Merhabalaştıktan sonra onların çocuk havuzundaki oynamalarını izledik. Aynı zamanda şu son günlerde yüzümüzü güldüren nadir olaylardan biriydi sanırım.

Geldikleri ilk andan birkaç saat sonraki gidişlerine kadar çocuğun neşesi hiç eksik olmadı. Tabii ki babasının da. Bir süre sonra annenin de neşeli bir şekilde gelmesiyle gülümseyen aile tablosu tamamlanmıştı. Oysa annesi henüz kısa bir süre öncesine kadar balkondan temizlik yaptığına dair sitemini dile getiriyordu.

İyi Bir Çocukluk Döneminin Özeti: Gülümseyerek Keşfetmek

1.5 yaşındaki bir çocuğa göre oldukça korkusuz bir şekilde ve kolluklarıyla çocuk havuzu ile yetişkin havuzu arasında geziyor, bir zamanlar oyuncak kamyonunun arka kasası olarak görev yapan parça o sırada bir kova gibi havuzlar arasındaki suyun bir oradan bir buraya aktarılmasını sağlıyordu. Havuzun kenarı mermer olmakla birlikte dikkatli yürümekte fayda vardı. Fakat babası hiçbir şekilde ona karşı “dikkat et, düşersin, gitme, yapma” ifadeler kullanmadı. Bu ifadeleri kullansa da değişen bir şey olmayacaktı da. Hep onunla birlikte eğlendi ve adeta onun canlı bir oyuncağı oldu. Tüm bunlar olurken her ikisi de gülümsüyordu. Evet o çocuk da yaramazdı, enerjisi çoktu ve yorulmak bilmiyordu fakat bu doğaldı. Onun keşfetmesi ve eğlenmesi gerekiyordu. Genellikle ailelerin ve okulların karşı olduğu gibi değil yani. Çünkü günümüz aileleri ve okulları daha çok, çocukların oturup halihazırda keşfedilmiş şeyleri ezberlemesini yeterli buluyorlar. Ne kadar aptalca!

Derken hemen hemen aynı yaşlarda bir başka çocuk büyükannesi ve büyükbabasıyla geldi. Çocuk pek gülümsemsemiyor hatta tam tersine kendini hiç rahat hissetmiyordu. Onlarla da merhabalaştıktan sonra dikkatimi çekti, büyükannesi ve büyükbabası sadece resmi bir gülümseme takınmışlardı. Ortamdan ve torunlarını havuza getirmekten keyif aldıkları belliydi fakat ve muhtemelen hayatlarının her anında olduğu gibi kontrol daha çok öne çıkıyordu. Buna bağlı olarak da çocuğun havuzdaki hareketleri kısıtlanıyordu. Kısacası hep birlikte stresli bir havuz keyfi yapıyorlardı.

Sürekli Gülümsemek, En Güzel Sosyal Öğrenme Kazanımıdır

Peki, aynı yaştaki bu iki güzel çocuğun bu kadar farklı karaktere sahip olması tamamen “onun yapısı öyle” şeklinde açıklanabilecek bir şey miydi? Kesinlikle hayır! Çünkü gülümseme ve olumlu olma yaşamın içindeyken, gen aktarıma göre çok daha hızlı geçer. Aile muhtemelen ve en azından çocukları yanlarındayken hep olumlu olmaya çalışıyorlar ve gülümsemekten çekinmedikleri gibi bunu sık sık da yapıyorlardı. Tamamen keşfederek ve büyüklerini yani aile bireylerini örnek alan her çocuk gibi o da en çok annesini ve babasını örnek alıyordu. Bu sürecin hiçbir anında çocuğa “gülümse, gülmelisin, hadi gül” dendiğini kesinlikle sanmıyorum.

Her şeye rağmen gülümseyen, bu güzel huylarını çocuklarına ve yakındakilere aksettiren tüm ailelere selam olsun…

Bu konuya dair uzman görüşlerini okumak isterseniz aşağıdaki yazılara da göz atabilirsiniz:

aileçocukeğitimgülümsemekmutluluk
Yorumlar (1)
Yorum Yap
  • Faruk Yaman

    Mutlu bireylerin mutluluklarının temeli toplumun en küçük yapısı olan ailede atılıyor. Böyle olunca çocukların mizaçları da belirttiğiniz yaşlarda şekilleniyor. Kısıtlamalarla, baskılamakla veya ket vurmakla yapılacak iş değildir mutluluğu sağlamak. Devamlı gülümseyen çocuğunun öğrenmesi konusunda onu serbest bırakan aileler çok daha sağlıklı bir yapıya sahip olabiliyorlar. Mutlu bireyler mutlu ailelerle bir bütündür aslında. Saygım sonsuz bu tip ailelere artarak devam ederler umarım 🙂