Yeni Logom ve Hikâyesi
Geleneksel bloga yazı yazmama ve blogu unutma haftalarının sonrasında yine bir yazı yazıyorum buraya. Bazen blogumun kıymetini unuttuğumu fark ediyorum. Özellikle de yazılarım arasından rastgele bir şekilde birkaç tanesini okumaya başladığımda hızlı bir şekilde bu hisse kapılıyorum. Çünkü o yazıları tekrar okudukça, yazıların kaleme ya da yeni bir ifadeyle klavyeye alındığı zamanı hatırlıyorum. Bu hatırlatmayı kolay kolay bir başka şey yapamaz diye düşünüyor ve bloguma daha çok değer vermeliyim diye düşünüyorum.
Günlük işler, yorgunluklar, yoğunluklar derken adeta blogumun varlığını unutuyorum kimi zaman. Aslında ne olursa olsun buraya yazarak bloguma sığınmalıyım her defasında. Hem çok değer verip hem de hak ettiği ilgiyi vermemek bu…
Bir süredir hem blogumda hem de sosyal medya hesaplarımda, çekeceğim fotoğraflarda yani olabilecek her yerde kullanmak üzere bana özel bir logo hazırlamak niyetindeydim. Tabii ki beklediğimden uzun sürdü bu süreç. Çünkü söz konusu zaman diliminde, eğer kendimi kontrol etmezsem mükemmeliyetçilik huyumun (hastalık belki de) nasıl üstünlük kurabildiğini de görmüş oldum. Acaba şöyle daha mı iyi, yoksa şu rengi mi kullanmalıyım derken tüm bunlara tasarımcı sıkıntısı da eklenince süreç uzadı. En sonunda oturup kendim bir logo çizdim. Sonrasında da r10 üzerinden yarışma açarak bir tasarımcının çizdiğim taslağı iyi bir şekilde dijital dünyaya aktarmasını bekledim. Çizdiğim taslak şuydu:
Böyle bir taslak çizerken, hem adımın ve soyadımın yer almasını hem de bunların estetik bir şekilde bir araya gelmesini amaçladım. Çünkü inanıyorum ki, kişisel logo hazırlanması gerekiyorsa ilgili kişinin adının kesinlikle logoda tam olarak yer alması gerekiyor. Aksi halde o kişiyi sadece çeşitli simgelerle sunmak, kişinin adının akılda kalıcılığının sağlanması adına pek mantıklı değil.
Söz konusu yarışmada en çok beğendiğim ve şu anda sadece renklerini değiştirdiğim tasarımı dün itibarıyla kullanmaya başladım. Açıkçası oldukça da rahatladığımı ve en az birkaç yıl kesinlikle dokunmayacağımı düşünüyorum, ne olursa olsun dokunmayacağıma yönelik de bir karar da aldım.
Yeni logo ile birlikte blogumun tasarımında da bazı düzenlemeler yapıyorum. Bu noktada amacım içeriğin daha çok öne çıktığı ve olabildiğince sade bir tasarımla devam etmek. Diğer yandan bilgi ve ilgi alanlarıma yönelik sosyal medya hesaplarımda da çeşitli şablonlar hazırlayarak paylaşımlar yapmayı hedefliyorum. Çok yoğun bir şekilde olmasa da çeşitli videolar çekerek, fotoğraf makinemin de tozlu günlerden kurtulmasını istiyorum.
Bu yazıya konu olan yeni logomla ilgili düşüncelerinizi de merak ettiğimi bilmenizi isterim. Birkaç dakikanızı ayırarak hemen aşağıdan düşüncelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
Sonraki içeriklerde görüşmek üzere.
Sevgili onur öncelikle ilk defa bir blogda yazı yazıyor olmanın heyecanındayım bunu belirtmek istedim.
Logonu çok beğendim. Kırmızıyı sevmemin etkisinden mi bilmem ama kırmızı çok yakışmış. Ayrıca seninde yazında söylediğin gibi adın ve soyadının okunaklı olması daha da hoşuma gitti. Bence ilk dikkat çeken isim olmalı zaten. Zira okuduğum diğer yazıların anlamsız logolarıyla kafamı karıştırıp ne yazıyor burda demekten kendimi alamayıp okuduğumu anlamadığım çok olmuştur.
İlk yorumuna vesile olmak ve böyle güzel bir yorum okumak beni çok mutlu etti İlknur. Teşekkürler. 🙂
Logo tasarıma gerçekten emek verilmiş, üzerinde incelikle çalışılmış.Tebrik ediyorum.Başarılar! 🙂
Ben de çok teşekkür ediyorum, diğer yazılara da bekleriz. 🙂