Yeni yazıları kaçırmamak için abone ol
Son aylarda nerede bir tartışma programı varsa orada biten ya da orada bulundurulan bir “gazeteci” Mehmet Metiner. Ahlâki, ihanet taşımayan ve öncelikle Türkiye’nin çıkarlarının gözetildiği her türlü fikre saygım vardır. Birçok kez karşıma çıkan Mehmet Bey’in söylediklerini yine aynı çerçevede bazen kısa kısa, bazen de uzun uzun dinledim, irdeledim. Fakat şu an yine bir tartışma programında görsem en azından harcanan elektriğe acır televizyonu kapatırım. Zira demokrasi olgusunun içinde barındırdığı her türlü kelimeyi kullanmaktan ve bunu konuya göre yorumlamaktan öteye gitmeyen bir düşünce adamı olarak gösterir kendisini. Bunun yanında geçmişten gelen bir AKP sevdası buram buram yakar içini fakat ayıp olmasın diye bir iki eleştiri de yapar “zat-ı muhterem”. Kürtçülüğü bölücülük sınırlarında gezdirmekten de çekinmez. Böyle bir “aydın” tasviri bulunur bende, Sayın Metiner ile ilgili. Peki, dedim kendime. Madem böyle bir izlenim uyandırmış bende, bakayım ne yapmıştır bu zamana kadar bi’ görelim dedim. İşte öğrendiklerim:
- 1960 Kâhta doğumlu ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu.
- Aralarında radikal İslamcı yayınların da bulunduğu “Girişim”, “Yeni Zemin” ve “Sözleşme” dergilerinde yayın yönetmeliği.
- İstanbul BB Başkanı ve Refah Partisi İl Başkanı olduğu zamanlarda Recep Tayyip Erdoğan’a; Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan’a danışmanlık.
- 2000–2001 yıllarında HADEP Genel Başkan Yardımcılığı.
Görünen köyün kılavuz istemediği durumlardan biridir Sayın Metiner. Radikal İslamcı ve bölücü Kürtçülük faaliyetleriyle dolu bir geçmiş… Bazı büyük kedilerin kesinlikle oynamak isteyeceği bir yumak!
Şunu özellikle belirtmek isterim ki; bu yazının amacı kesinlikle ve kesinlikle hedef göstermek değil, işaret edilebilecek kadar kimin kim olduğunu belirtme gayretidir.
Bu adamı her dinlediğimde sinirlerim zıplıyor.
Hadep olayını bilmiyordum. Bu saatten sonra hiç işim olmaz.