Merdiven Altından Geçmek Dedikleri
Çok sık karşılaşılan batıl inançlardan biridir “merdiven altından geçmek”. Bilhassa büyükler, “sakın merdiven altından geçme” derler. Peki, ama neden?
Milattan önce 3000’li yıllarda Mısırlılar açısından ahşap oldukça değerli bir materyaldi. Özellikle de ahşaptan yapılmış merdivenlere gereğinden fazla anlamlar yükleniyordu. O kadar ki, ölen firavunlar göğe kolayca yükselsinler diye mezarlarına minyatür merdivenler bile konulurdu.
Günümüzde kullanılan Amerikan Doları’nda bile piramit simgesi altında bulunan üçgenin anlamı da çok kapsamlıdır. Ayrıca Mısır Piramitleri, üçgen olma özelliğini esas alır. Yani üçgen olma durumundan dolayı piramittir, piramit olma durumundan üçgen değil 🙂
Üçgene yüklenen anlam daha sonra kutsal üçleme (Teslis) adı verilen baba, oğul ve kutsal ruh inancına da yansımıştır. Herhangi bir üçgenin içinden geçmek, inanca göre Tanrı’nın kutsal alanını işgal etmek anlamı geliyordu. Bu sebeple insan cezalandırılabilirdi.
Duvara dayanan merdivenin de bir üçgen oluşturması ile altından birisinin geçmesi de Tanrı’nın kutsal alanını işgal etmek anlamına geleceği için tehlikeli sanılırdı.
Anlaşılacağı gibi Hristiyanlık inancı, bilerek ya da bilmeyerek merdiven altından geçmeyi uğursuz saymıştır. Hatta 17. asırda İngiltere’de, idam edilecek mahkûmlar, yanı başında celladın bulunduğu darağacı merdiveninin altından geçirilirdi.
Görüldüğü gibi bizim kültürümüze tamamen yabancı hatta aykırı bir batıl inanç olan merdiven altından geçmek, artık kafalardan tamamen silinmesi gereken düşüncelerden birisi olmak zorundaymış gibi görünüyor.