Mayo ve Bikini Dedikleri
Pompei’deki bazı duvarlarda, göğüs ve kalça çevresi çarşafla sarılmış kadın kabartmaları bulunsa da, mayo ilk olarak Antik Yunan – Roma zamanlarında ortaya çıktı. Ancak düzenli bir gelişimi olmadı.
Bir sonraki göze batışı 19. Yüzyılın sonralarına doğru olan mayo, çağdaş yüzme kıyafetlerinden de oldukça farklı bir görünüm arz ediyordu. Bu açıdan, Victoria zamanında boyu kısaltılmış ve uzun kollu elbiseye “iki parçalı mayo” demek pek de yadırganacak bir ifade değildi. Fakat bu “kapalı” kıyafet bile bazen vücudun tam olarak örtülmesine yetmiyor ve kişiyi meraklı gözlerden korumak için denize “yüzme makineleri” sürülüyordu. Çevresi kapatılmış ahşap bir araba olan bu makinelerin içinde, bayanlar kendileri derleyip toplayabiliyorlardı.
Fakat kadınlar, birçok alanda olduğu gibi mayo konusunda da daha özgürce hareket etmeye başladılar. Bırakın ahşap araçların içinde denize girmeyi, mayolar küçülmeye dahi başladı. İlk öne çıkan bacaklar oldu. 1920’li yıllarda herhangi bir cinse ait olmayan askılı ve şortlu mayolar görüldü. II. Dünya Savaşı’nın getirdiği yoksulluk ve kumaşların karneye bağlanması, mayonun orta bölümünün ortadan kalkmasına vesile oldu. Artık beller de görüşülüyordu. Bu yeni görünümü sağlayan deniz kıyafetinin adına bugün bikini diyoruz. Bikini ismi ise, Fransız Louis Reard’ın 1946’da dünyaya tanıttığı bu modelin yapım yeri olan Bikini Atölü’nden gelmektedir.
1946 yılından bu yana bikininin bazen askıları parçalandı bazen da kalça yanlarında sadece ipler belirdi. Günümüzde ise modaya bire bir ayak uyduran bir şekilde yaşamını sürdürüyor.
yani şimdi bu mayonun bu kadar seksileşmesinin tek nedeni geçmişte yaşanan kumaşın karneye bağlanması mı 🙂
iyi ki en son haline gelmiş 😀
Dahada küçülür o kumaş. Yakında ilgili yerlere bant yapıştırıp girerler. Kumaş mumaş kalmaz.
Avrupada Mayo yaygindir, Turkiyede eskiden Mayo giyilirdi islamcilik artinca uzun sortlar giyilmeye baslandi