İstiklâl Marşı’nın Okunuşundan Birkaç Analiz
Dün yani Pazar günü, erkek kardeşimin okuduğu Söke Lisesi’nin olağan genel toplantısına katıldım. Okul aile birliği seçiminin de içinde olduğu bu toplantının açılışındaki İstiklâl Marşı bölümü ise benim bu yazıyı yazmama sebep oldu.
O İstiklâl Marşı’nda hissettiklerim ve kafamda oluşan cevabı tanıdık bir soru işareti, hala da beni düşünmeye itiyor. Zira, sizin de her gün çevrenizde göreceğiniz Türk insanının kendini kaybetmiş davranışları, İstiklâl Marşı’mızın okunuşunda kendini öyle net gösteriyor ki.
İstiklâl Marşı’nın okunacağı belirten ve herkesi ayağa kalkmaya davet eden anons ile birlikte başlıyor her şey. Çevresine bakarak ayağa kalkan ve şöyle bir üstünü başını süzen insanlar, hemen çevrelerinde yavaş kalkan ya da isteksizce kalkan birileri var mı diye düşünürcesine süzüyorlar etrafı.
İstiklâl Marşı sessiz okunur diye bir kural olsa, kurallara uymamak adına dahi sesli okur Türk insanı marşını. Tartışmasını bilmeyen ve tartışmaları kavga sanan, dolayısıyla avazı çıktığı kadar bağırarak tartışan Türk insanı, konu İstiklâl Marşı olunca sesinden utanır oluyor. Söylememek ile kısık sesle söylemek arasındaki o ince tonu yakalamak için İstiklâl Marşı’nda idman yapan başka bir millet var mıdır acaba?! Ancak bu durumda inanın şaşırılacak bir şey yok. Çünkü Türk milletinin göğsünü gere gere ve hakkını vererek İstiklâl Marşı okuması için maalesef bazı sebeplere ihtiyaç var:
- Yunanistan ya da kısa veya uzun dönemde sorun yaşadığımız bir ülke ile milli maç oynanmalı
- Ulusal güvenliğimizi zedeleyecek (terör, savaş, dinî ve millî değerlere yüksek saygısızlık, iç tehdit unsurlarının güç gösterileri) olay ya da olgular olmalı
- Kurtuluş Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ve diğer eski Türk devletlerinden yola çıkarak millî değerleri temel alan konuşmalar yapılmalı
Bu sebeplerin olmadığı anlarda, İstiklâl Marşı’nı sadece formaliteden okuyan insanların sayısı ne yazık ki çok büyük bir çoğunlukta.
Kendimize bakmayız fakat çevremizi dikkatlice inceler ve gördüğümüzde bir açıkta nasıl küçük de olsa bir sevinç yaşarsak, İstiklâl Marşı’nı okurken de o küçük sevincin adeta peşinden koşuyoruz. Yanımdaki ve çaprazımdaki velilerin göz hareketlerinden çıkarabileceğim başka bir anlam yoktu. Kısacası insanlar kendilerine bakmadan başkalarının okumasına bakıp, onların seslerine kulak kesilip kendilerini joker sanıyorlar. Tıpkı günlük hayatta kendine bakmadan insanların davranışlarına dikkat kesilen kendince modern fakat sözlükteki karşılığıyla yobaz insanlar gibi!
Son olarak, birkaç yıl önce ilk olarak video paylaşım sitelerinde daha sonra bazı haber kanallarında izlediğimiz görüntüyü size hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu yazıya bu videodan daha etkili bir sonuç bölümü yazılamaz.