Yeni yazıları kaçırmamak için abone ol
Şu sıcak ve bunaltıcı yaz günlerinde elimizden düşmeyen gazlı içeceklerin çeşidi o kadar çok ki, bu içeceklerin en doğal ve asıl tatlarını, geldikleri yerle ilişkilendirmek oldukça zor.
Yine de deneyecek olursak, 18. yüzyıla doğru gitmemiz gerekiyor. Gazlı içecekler birçok yabancı kaynakta mineralli su, sodalı içecek ve alkolsüz içecek olarak geçiyor. Bu yüzden, gazlı içeceklerin içinde, ortaya çıkış süreci bakımından net bir ayrım yapmak doğru olmuyor.
Daha çok yemeklerden sonra kullandığımız ve yer altı kaynaklarından sağlanan gazlı su, insanoğlunun beğendiği ilk gazlı içecek oldu. Soda ismiyle ilişkilendirdiğimiz bu içeceğin, karbonat ile birleşmesi ise 1770 yılına denk geliyor. İsveçli bir kimyager olan Tobern Bergmann, sülfirik asit sayesinde suda kabarcıklar çıkarmayı başardı ve bu konudaki ilk makinayı icat etti. Güney Carolina’da yaşayan John Matthews ise 1832 yılında birçoğumuzun çeşitli yerlerde görebileceği soda makinasını (pre-mix) geliştirerek, üretime geçti.
Sodalı suyun, ağız tadına biraz daha uyumlu hale gelmesi konusunda atılan ilk adım ise 1807 yılında gerçekleşiyor. Amerikan cerrahisi alanında neredeyse en çok bilinen kişi olan Dr. Philip Syng Physick, bir hastasının karbonatlı suyu içmesini kolaylaştırmak için, suya çeşni ekliyor. Birçok hekim de bu yol üzerinden giderek günümüzde hala sevilen bazı aromaların ortaya çıkmasını sağlıyorlar.
20. yüzyılda ise birçok yerde çeşitli isimler altında gazlı içecek satışları yapılıyordu. Hatta Dr. Pepper, Coca-Cola ve kök birası çoktan raflardaki yerlerini almışlardı. Bu içecekleri Nehi ve 7 Up izleyerek, diyet sodaların da önü açıldı.
Sonraki yıllarda içerikten ziyade şişelerde ve kutularda değişimler görüldü. 1970’li yıllarda, üstteki kapağından kolayca açılan teneke kutular ve otomatlar sayesinde gazlı içeceklerin tüketilmesinde ciddi bir sıçrayış gerçekleşti.
21. yüzyıla geldiğimiz şu sıralarda, Coca-Cola gazlı içecek üretiyor ve dünyanın en değerli markası konumunda yer alıyor.
