Erkeklere Pembe, Kızlara Mavi
Bir zamanlar masumiyetin ve saflığın temsilcisi bebeklerin üzerinde görülen ilk giysilerin beyaz olmasına özen gösterilirdi. Taşıdığı anlamın yanında beyaz rengin seçiminde giysilerde bulunan lekelerin ( ki leke yapma konusunda bebekler oldukça marifetlidirler) diğer renklere göre daha kolay çıkması da önemli bir unsurdu.
Fakat giyim sektörü ilerlemeye başlamıştı. Gelişimin kendini gösterdiği alanlardan biri de giysilerin boyanması ve yıkanmasındaki yeniliklerdi. Bu durum bilhassa annelerin çocuklarını renkli giydirmesin de boy gösterdi. Ancak işin ilginç yanı, 1940’lı yıllara kadar erkeklere daha çok pembe ve kızlara da mavi renk yakıştırıldı. Bu durumun en önemli sebebi, dönemin modacılarının pembeyi maviye göre daha “ölçülü” görmeleriydi. Mavi pembeye göre daha kibardı ve kız çocuklarına göreydi.

Günümüzde tam tersi olan bu durumun nasıl olup da değiştiğini tam olarak bilen olmasa da bazı fikirler de yok değil. Bu fikirlerin en güçlü olanı bazı tarihçilere ait. Onlara göre Nazilerin pembe rengi eşcinselleri fişlerken kullanmaları ve bu sebeple pembenin kadınsılığı temsil etmesi günümüzdeki renk seçimini belirledi. 10 yıl içinde renkler yer değiştirmişti ve 1950’ye gelindiğinde pembe kız bebeklerin, mavi de erkek bebeklerin üstlerinde görülüyordu.
Yakın zamanda yapılan bazı bilimsel araştırmalar, renk algısında cinsiyetin belirleyici olduğu gösterdi. Dişiliğin pembeyi, erkeksiliğin de maviyi destekler bir önyargıya sahip olduğuna dair tezler ortaya kondu.

Algılardaki bu değişikliği oldukça başarılı bir şekilde destekleyen ve yönlendiren giyim sektörünün önde gelen firmaları da ortadaki değişimi hızlandırdı. Günümüzde bebekler ve çocuklarda renkler oldukça belirgin ve belli. Genellikle kızlara pembe ve mor; erkeklere ise mavi ve yeşil giydiriliyor. Bence ne giyerlerse giysinler hepsine de çok yakışıyor. 🙂